SİYASETTE YALAKA KÜLTÜRÜ

SİYASETTE YALAKA KÜLTÜRÜ

Tolga Yarman, Prof. Dr.

Aralık 2008

“Yalaka”, bozuk bir ağzın sözü, sanılabilir… Öyle değil… Türk Dil Kurumu’nu Sözlüğü, “yalaka” için, dalkavuk, sırnaşık, diyor… Karşılık olarak ikisi de çok tatminkâr, ayrıca gördüğünüz gibi, “argo” değil… Dalkavuk, argo konuşsak, “yağcı” demek… Ağdalı söylersem, “tabaspusta bulunan”… “Sırnaşık” sözcüğü de, hoş bir karşılık oluşturuyor… Argo değil.. “Çıkar için yılışan”, demek… Yani “yalaka” sözcüğünü, bayağılaşıyor olmadan, kullanabiliriz…

Bir genel başkan düşünün… Cumhurbaşkanı’nın kim olacağının, son dakikaya kadar Başbakan’nın iki dudağının arasına sıkışmasına, var gücüyle ver yansın ediyor… Bu çerçevede, kalabalıkların sokağa dökülmelerinde etkin oluyor… Erken seçim kararının alınmasında, bir baş rol oynuyor… Ne var ki, seçim kararı alınınca, beş yüz elli milletvekili adayını, kendi iki dudağının arasında olarak, belirliyor… Ayrıca bununla övünüyor…

Böyle bir garabet olabilir mi?

Aynı davranış biçimini; öteki parti liderleri istisnasız, sergiliyorlar…

Yetmiş milyonun önünde üç buçuk insan, takoz gibi durmayı başarabiliyor…

Nedir bu? Demokrasi mi, yoksa siyasette yalaka kültürü mü?

Bir lider, laiklik, cumhuriyet, türban diyor, başkaca hemen hiç bir şey demiyor… Bakıyorsunuz, Kurultay’da delegeye düşüncelerini iletip, oy isteyecek adaylara delege listelerini dahi vermiyor…

Nedir bu, pekiyi? Demokrasi mi, yoksa siyasette yalaka kültürü mü?

O lider, laiklik, cumhuriyet, türban diyor, başkaca hemen hiç bir şey demezken… Bir bakıyorsunuz, Kurultay’da oy kullanacak yandaşları, kendisine demokratik süreçlerde rakip olanlardan etkilenmesin diye, neredeyse, çarşafa sokmaya çalışıyor… Cumbalı kafes arkasında tutmak istiyor. Hani, neredeyse feracesiz sokağa çıkartmıyor! Tiyatro gibi, ama böyle…

Nedir bu? Demokrasi mi, yoksa siyasette yalaka kültürü mü?

Siyasi partiler yasası, seçim yasası, hiç demokratik değilmiş… Parlamenterler bunu umarsamıyor…

Nedir bu? Demokrasi mi, yoksa siyasette yalaka kültürü mü?

Bir parti lideri düşünün, hakkında düzinelerce ağır ceza dosyası olan ve milletvekili seçilmesi mümkün olmayan birini; parti meclisine, parti meclis grubuna, geçelim, parti merkez karar yönetim kuruluna bile danışmadan, anayasanın değiştirilmesine destek olarak, meclise taşıyor.

Bunun hesabı sorulmuyor… Olay unutulup gidiyor… Hatırlayan kaldı mı, acep?

Bu durumda, olağanda muhalefetin hemen her gün, bütün ülkeyi, “Hakkında kırk tane ağır ceza dosyası olan birisi başbakan olabilir mi?”, diye hop oturtup hop kaldırması gerekirken, bunu soracak, kimse kalmıyor adeta, ortada!..

Nedir bu? Demokrasi mi, yoksa siyasette yalaka kültürü mü?

Hazin, ama bize demokrasi diye, siyasette yalaka kültürü yutturulmak, isteniyor…

Önümüzdeki süreçte, seçimler, giderek yerel seçimler yeniden yapılacak. Milletvekilleri ve yerel yöneticiler, bir kez daha seçilecek…

Kim kimi seçecek?

Halk, mahalli önderleri mi seçecek?

Yoksa, birilerinin tek seçici olarak seçtikleri; halkın önüne getirilip; noter vari, halkın onay damgası mı, istihsal edilmek istenecek?

Önünden üç düğmesini kim daha iyi ilikler, tek seçiciye kendini, kim daha çok beğendirirse, listelere o girecek…

Bu demokrasi mi, yoksa siyasette yalaka kültürü mü?

Parti kurultaylarında, delegeler, her şekilde kontrol edecekleri, demokratik önderler mi seçiyorlar, yoksa yalaka vari, biat edecekleri aşiret reislerini mi?

Demokrasi namı altında olup biten, habire “demokratör” üretiyorsa, yaşanan demokrasi mi oluyor, yoksa, siyasette yalaka kültürü mü?

Çok düşündürücü…

KONGRELERDE ÇARŞAF LİSTE TÜRKİYE’Yİ YIRTIYOR, SİYASETTEKİ YALAKARIN GIKI ÇIKMIOR

Tolga Yarman, Prof. Dr.

Aralık 2008

Parti kongrelerinde seçimin, “çarşaf liste” zemininde değil de, “blok listeler” ile yapılmasının, ilk bakışta akla gelmeyebilecek sakıncaları bulunmaktadır.

o Bir defa listeler, edinmiş oldukları oyların göreceli ağırlıklarıyla tartılmamaktadır; listelerden biri, tek bir oyla dahi, önde gelse, ötekini tamamıyla elediği için, yalnızca bir temsil adaletsizliğine sebebiyet vermekle kalmamaktadır; aynı zamanda, parti içinde göz ardı edilemeyecek bir küskünler kitlesinin meydana gelmesine sebebiyet vermektedir.

o Küskünler, müteakip kongrede, karşılarındakilere abanmaktan çıkamamaktadır ve bu hep böyle devam etmektedir.

o Bu yapı, seçimi, “liyakat odaklı” olmaktan çıkartmaktadır ve götürü bir seçim oyununa dönüştürmektedir.

o Aynı çerçevede, Türkiye’nin coğrafî mozaiği, büyük şehirlere, bilhassa da İstanbul’a yansıdığından, bu doğrultuda, çeşitli yörelerimizden gelenler, doğal bir biçimde memleketlilerine sokuldukları, listelerini de anlaşılır şekilde, böylesi bir eğilim içinde çıkardıkları için, blok liste uygulaması, ülkeyi, çoğunlukla çarpıcı biçimde, Doğu – Batı, ya da Kuzey – Güney Doğu diye, büyük şehirlerimizdeki ilçe kongrelerimizden başlayarak, yırtmaktadır.
*

Bu gelişme, verdiği acı bir yana, siyasette yalaka kültürünün boy atmasındaki başlıca amildir.

Comments are closed.